Tazminat

Makalemizde boşanma davalarında tazminatı daha detaylı inceleyeceğiz. Genel boşanma makalesi için tıklayın

Boşanma kapsamında tazminat, Medeni kanunun 174. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre-

“Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.

Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”

Yani maddenin birinci fıkrasında maddi tazminat, ikinci fıkrasında ise manevi tazminat düzenlenmiştir. Bunları ayrı ayrı inceleyelim:

Maddi Tazminat

Mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen…

Bu kapsamda, öncelikle menfaat kelimesini tanımlamak gerekir. Burada menfaat, kişinin evlilik sonucu sağladığı yarar anlamında kullanılır. Mesela eşlerin birlikte bir ticarethane işletiyor olması, ve diğer eşin de burada demirbaş bulundurması veya şahsen çalışıyor olması gibi menfaatler bu kapsamdadır. Ancak menfaat bununla sınırlı değildir. Evlilikten doğan bütün yararlar, mesela diğer eşin evin giderlerine ortak olması, çocukların bakımına birlikte katlanılması vs. bu kapsamdadır. Yani boşanmış olmasaydınız eşinizden ve evlilik birliğinden doğacak haklarınız için maddi tazminat isteyebilirsiniz.

kusursuz veya daha az kusurlu taraf…

Yani maddi tazminat isteyecek taraf kusursuz veya diğer taraftan daha az kusurlu olmalıdır. Kusur, boşanma sebeplerini oluşturmak anlamındadır. Daha fazla kusurlu taraf tazminat isteyemez. İki taraf da eşit kusurluysa hiçbir taraf maddi tazminat isteyemeyecektir.

kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir…

Tazminat istenen taraf mutlaka kusurlu olmalıdır. Yani eşit kusurda olduğu gibi, iki taraf da kusursuzsa (bazı boşanmalar böyledir) hiçbir taraf maddi tazminat isteyemeyecektir.

Manevi Tazminat

Şimdi ikinci fıkrayı inceleyelim:

Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf…

Yani tarafın kişilik hakkının saldırıya uğramış olması gerekir. Kişilik hakkının saldırıya uğraması ne demektir? Belirtelim ki bunun takdiri mahkemeye bırakılmıştır. Genellikle kişinin elem ve keder duyması, sosyal yaşantısının bu sebeple sarsılması, dedikodulara maruz kalması vs. böyledir. Doktrine göre manevi tazminat özellikle zina kapsamında söz konusu olacaktır.

Ayrıca belirtelim ki bu gibi sosyal sıkıntıların olması tek başına manevi tazminat sebebi değildir. Eşin bundan kötü bir biçimde etkilenmiş olması gerekir. Bu gibi olaylara hiç aldırış etmeyen eşin manevi tazminat istemesi söz konusu olmaz, ki mahkemede de, manevi tazminat kararı verilmesi için, eşin akli ve bedeni sıhhatinin bu sebeplerle bozulmuş olduğu kanaati oluşması gerekir.

Ve tabi sıkıntıların boşanmaya sebep olan olaylarla bağlantılı olması gerekir. Boşanmadan alakasız sebeplerle üzgün olan eşin manevi tazminat talep edebilmesi saçma olacaktır.

Kusurlu olan diğer taraftan…

Maddi tazminatta olduğu gibi diğer tarafın kusurlu olması gerekir. Maddi tazminatın aksine, manevi tazminat isteyen eşin daha az kusurlu olması gibi bir şart yoktur. Yani iki taraf da eşit kusurluysa, hatta manevi tazminatı isteyen eş daha fazla kusurlu olsa bile manevi tazminat isteyebilir. Tabi bu durum mahkemenin manevi tazminat verip vermeme kanaatini etkileyecektir. Karşı taraf kusursuzsa manevi tazminat söz konusu olmayacaktır.

Böylece iki tazminat türünü de inceledik. Şimdi bazı genel meselelere değinelim:

Tazminat ne zaman istenir?

Tazminat, boşanmaya bağlıdır ve boşanma sonucunda söz konusu olur. Yani iki tazminat talebi için de boşanmaya karar verilmiş olması gerekecektir. Eğer mahkeme, boşanma talebini reddederse tazminat da söz konusu olmaz.

Tabi bu tazminatın boşanma davası kapsamında istenemeyeceği anlamına gelmez. Bu halde mahkeme tazminat taleplerini bekletici mesele yapar. Yani önce boşanma konusunda karar verir, boşanma talebini kabul ederse de tazminat taleplerini inceler ve sonuca bağlar.

Aynı şekilde, tazminattan boşanma davası kapsamında bahsedilmeyip boşanma davası sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile istenmesi de mümkündür. Bu halde taraf açısından harç ödemesi daha rahat olacaktır (çünkü mahkemeye ödenmesi gereken harç, toplam dava değerine göre hesaplanır ve istenen para dava değerini arttıracaktır).

Belirtelim ki bu halde ihtiyati tedbir istenmesi de zorlaşabilir, zira ihtiyati tedbir istenen malvarlığı değerine bağlıdır. İhtiyati tedbir ile ilgili makalemiz için-

Tazminatın şekli ve infazı

Tazminat, belirli bir miktar para ödenmesi şeklinde olur. Burada mahkeme, hangi tarafın diğer tarafa ne kadar para ödeyeceğini belirler. Ödenmesi konusunda ise tarafların kendi aralarında, ekonomik sebeplerle, bir çok zaman aylık ödeme şeklinde anlaştıkları görülmektedir. Tazminatın icra yoluyla talebi halinde de aynı duruma sıklıkla rastlanmaktadır.

Leave a Comment